Ardan Kalan kelime anlamı olarak geriye kalan demektir. Projemde bu ismi kullanmamın sebebi ise mültecilerin göç hareketlerinde ardında bıraktıkları eşyaların ve hatıraların arasında dolanırken, fotoğrafların anlattığı hikayelere birkaç farklı açıdan bakmamdı. Aslında o kadar yoğun bir geçiş yaşanıyordu ki zaman, görevini yapıp bu hikayeleri tarihin sayfalarına işlemişti. İnsan bizzat hafıza mekanlarının kendisiydi.  Tarihte ilk çağlardan itibaren sayısız göç yaşandı ve bunlar acının, terk edilişin ve umutlarla kurulan yeni dünyanın anlatıldığı binbir gecenin ve sabahın hikayeleri gibiydiler.
         Aslında geçmişin hikayelerini dinlemek için toprağın altına bakmaya çokta gerek yok çünkü orada bırakılan her eşya yığını arasına sıkıştırılmış hikayelerle dolu. O eşyalara baktığımızda geçmişin bir parçası hep biraz ötede kalmış bu eşyalar, dönmemek üzere evini, vatanını, ait olduğu yeri, sevdiklerini terk edenlerin anlatıldığı türden nesneler değildi. Yarısı anlatılmamış bir hikayenin huzursuzluğu, aslında hep anlatılıp da unutulmuş bir hikayenin tanıklığı sinmişti her birine.
Ben de meydana gelen bu yıkımı tarihin derinliklerine karışmadan önce afişe edip, bu yok ediciliğin ve zararın sonuçlarını görünür kılmak istedim.